AkışToplum

Kapitalizmin Krizinde Fiili Grevler Ne Anlama Geliyor?

Geçtiğimiz yılın yine aynı dönemini Kadıköy’de başlayan daha sonra Maltepe, Kartal, Ataşehir ve Beşiktaş’a yayılan belediye işçilerinin grev dalgasıyla karşılamıştık. Bkz: (Twitter) Daha sonra grev, sendikanın genel merkez yöneticilerinin, belediye yetkilileriyle gece gizlice yaptığı görüşme neticesinde 18 Şubat’ta toplu iş sözleşmesinin imzalanmasıyla sonuçlandı. Türkiye’de işçilerin fiili hareketlerinde tarihsel bir öneme sahip 15 – 16 Haziran süreçlerini de içine alan dönemden bu yana sendikaların Türkiye’de zaten sınırlı olan işçi sınıfı hareketliliğini dizginlediği, en güncel ve somut olarak belediye grevlerinde de görüldü. Kapitalizmin çürüme evresinde, sendikalar güncel işleviyle kapitalizmin kullanışlı aparatlarına dönüşmüştür. Sistem krize girdiğinde imdat freni olarak çekecekleri bir Truva atı niteliğiyle işçi sınıfını seyrelten yapılardır. Bu haliyle kitlesel eylemsellik, bu yapıların bütününden azade bir pratikle inşa edilmelidir.

Devlet işçi örgütlerinin biçimlerini (sendikaları) işçileri daha iyi bastırmak ve yanıltmak için korumaktadır. Sendikalar devlette bir dişliye dönüşmüşlerdir ve böyle olunca da üretkenliği geliştirmek, yani emek sömürüsünü arttırmak derdine düşmüşlerdir. Eski içeriklerinden arındırılmış biçimde, fakat biçimlerini değiştirmeden, sendikalar devlet kapitalizminin ideolojik baskı aygıtlarına, emek gücünün kontrol altında tutulmasının araçlarına dönüşmüşlerdir.
French Communist Left, 1952

Yaşadığımız enflasyonist dönem, krizin doğrudan hedefi haline gelen proletaryanın omuzlarındadır. Oluşan, kapitalist çürümenin – sistem krizinin toplumsal yansımalarının asli sebebi otokrasinin – AKP’nin ya da diğer iktidar ilişkilerinin değil, kapitalizmin küresel krizinin yansımasıdır. Pandemi döneminde de önce maske, sonra aşı savaşıyla gördüğümüz, kapitalizmin hem yaşam formunun iflasına yönelik asli fail olduğu hem de fail olarak bu krizlere çözüm üretemediğidir. Bu sebeple felaket çağını yaratan unsur olan kapitalizmin çürümeyi derinleştiren yüzünü işçi sınıfı teşhir etmeli, parlamenterist düzen solunun kapitalizm için reform jargonuna kapılmamalıdır. Özellikle kapitalizmin bu döneminde resmi sendikalar, sistemi içkin parlamenterist sol ile “demokrasi” ve “seçim” talebinin öne çıkarılacağı dönemin misyonu; temel olarak fiili grevleri, kitle eylemselliğini seyreltmektir. Popülist sağ partilerin kapitalizmin küresel krizinde pogromu, kemer sıkmayı, baskıyı artırarak egemen sınıfın çıkarını koruduğu bir gerçektir. Ancak bunun antidotu sağcılar arasından bir seçim yapmak, mülteci düşmanlığını palazlandırmak değil, işçi sınıfının tarihsel özne olduğunu hatırlamaktır.

Oxfam’ın pandemi dönemini ele aldığı eşitsizlik raporu1Oxfam A year in pictures 2021: https://www.oxfam.org/en/year-pictures-what-we-accomplished-together-2021, küresel çapta en zengin %1’in gelir artışının, özellikle pandemiyle %50’nin gelir artışını 3’e 4’e katladığı, dünyanın en zengin 8 kişisinin toplamda 600 milyar Dolar ile dünyanın yarısının servetine sahip olduğunu ortaya koydu. Bkz: (Oxfam raporu) Bugün işçi sınıfının iliklerine kadar hissettiği küresel kriz; finansal oligarşinin, sermayenin pandemide oluşturduğu servet birikiminin koşullarında oluşuyor. Enflasyon karşısında gün geçtikçe eriyen ücretlere karşı, 2022’nin küresel grev haberleriyle enternasyonalist kimliğe bürünmesinin sebebi de işte bu çelişkinin her geçen gün derinleşmesi ve açığa çıkmasıdır. İşçi sınıfının -15’te direnen Divriği Çiftay madencileriyle; Çimsataş, Trendyol Express, Hepsijet, Scotty, Farplas, Alpin Çorap, Migros Depo işçilerinin fiili grevleriyle 2022’yi karşılaması da bu sebepledir. Pandemiye açmazları içerisinde reaksiyon göster(e)meyen kapitalizmin faal krizinde, işçi sınıfı yaşam ve çalışma koşullarında dayanılmaz bir çöküntüyle karşı karşıya kalırken, işçi sınıfını parlamenterist ikballere, sendikal bürokrasiye, kapitalizmin sistem içerisinde revize edilmesine yöneltmek, mevcut koşullarda politik önemini yitirmiş, perspektifi işlevsiz hale gelmiş bir çizgidir.

Toplumsal bir üretim ilişkisi, bireylerin dışında var olan bir şey gibi görünür ve toplumda üretim sürecinde girdikleri özgün ilişkiler, bir şeyin kendine özgü nitelikleri gibi görünür – işte bu sapkın görünüş, bu bayağı bir şekilde gerçek olan ve katiyen hayali olmayan mistifikasyon, değişim değerini varsayan emeğin tüm toplumsal biçimlerinin ayırt edici özelliğidir.2Karl Marx, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı, Sol Yayınları, s57.

Enflasyonist dönemde fiili grevler, tüm dünyada proletaryanın güçlü iradesini açığa çıkaracak düzeyde ilerlemektedir. Birleşik Krallık’ta Uber teslimat işçileri, Glasgow’daki çöp işçileri, ABD’de Portland belediye işçileri… Ancak dünyanın diğer herhangi bir noktasında işçi sınıfının kitlesel eylemleri yoluyla mobilize ettiği kitle toplantılarıyla, düzenin her türden aygıtına karşı kitle grevleriyle cevap verip iktidarı işçi konseyleriyle ele almadığı ve bu eylemlerin dünya ölçeğinde devrimci bir dalgayı tetiklemediği sürece, devrimci durum oluşamaz. Bu sebeple kapitalizmin sınıf savaşında işçi sınıfının kendisinden başka güvenebileceği sistem içi ya da dışı hiçbir odak yoktur. Bu güven ancak enternasyonalist perspektifle açığa çıkacak bilince sahiptir. Türkiye’de sefalet ücretlerine mahkum edilen işçilerin oluşturduğu grev dalgası bize gösterdi ki işçi sınıfı kırıntı değil, dünyaları istiyor.

 

* Kapak görseli: Franz Wilhelm Seiwert “Geschöpfe”

Bu yazıya referans verin: Gorter (7 Şubat 2022), "Kapitalizmin Krizinde Fiili Grevler Ne Anlama Geliyor?", Nimbus, Erişim tarihi: 25 Eylül 2023, http://nimbuskultursanat.com/akis/kapitalizmin-krizinde-fiili-grevler-ne-anlama-geliyor/.
Referanslar
  • Oxfam A year in pictures 2021: https://www.oxfam.org/en/year-pictures-what-we-accomplished-together-2021
  • Karl Marx, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı, Sol Yayınları, s57.
 

Selam 👋
Seni Nimbus'ta gördüğümüze çok sevindik!

Nimbus'ta yayınladığımız içerikleri düzenli aralıklarla posta kutunda görmek istersen, formu doldurabilirsin.

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.

Yorum Yapın